23. TÜRK-İŞ OLAĞAN GENEL KURULU, 05-06 ARALIK 2019 TARİHLERİNDE ANKARA'DA GERÇEKLEŞTİRİLDİ
< Geri

23. TÜRK-İŞ Olağan Genel Kurulu, 05-06 Aralık 2019 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirildi. 

Genel Kurulda sendikamızı temsilen Genel Başkanımız Ersin Akma Konuştu. 

Akma yaptığı konuşmasında çalışma hayatı ile ilgili sorunları ve olumsuzlukları anlattı. Artan işsizliğe,  örgütlenmenin önündeki engellere değindi. Özel sektörde yetkiye itirazların ne kadar uzun sürdüğünü, sendikaya üye olan işçilerin mahkeme sürecinde nasıl işten çıkarıldıklarını anlattı.

Kayıt dışına değinen Akma, kadınlara karşı uygulanan şiddeti, çocuk işçiliğini, zorunlu arabuluculuk müessesini ve orada yapılan baskılarla, işçinin nasıl mağdur edildiğini gündeme getirdi.  

Geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden Selüloz-İş Sendikasının Genel Başkanı Ergin Alşan’a Allah’tan rahmet dileyen Akma, TES-İŞ üyelerinin direklerin tepesinde, dağlarda, her türlü arazi şartlarında kar, tipi demeden fedakarca nasıl çalıştıklarını anlattı.  

Akma, tüm göstergelerin çalışanların aleyhine olduğunu, ancak TES-İŞ ailesinin; “TÜRK-İŞ var oldukça ve geleceğe umutla baktıkça bu güzel ülkenin hep aydınlık kalacağına inandığını” söyledi. 

Akma konuşmasına şu şekilde devam etti; 

“Gücünü sadece işçiden alan TÜRK-İŞ’imizin 23. Olağan Genel Kurulunu, bugün bir milyonu aşan üye sayısıyla gerçekleştiriyoruz. 

Gücü başka yerlerde arayan sendikalar, içerde ve dışarda her yolu denediler.  

Ama bu çabalar “bir şeyi” değiştiremedi. 

Kongre sloganımızda yazdığı gibi Ankara’da ve Türkiye’de yine TÜRK-İŞ var. Üstelik her şeye rağmen, üye sayısını yedi yüz binden bir milyonun üzerine çıkaran bir TÜRK-İŞ var. 

Evet, biz Türkiye’ye ve geleceğe umutla bakmaya devam ediyoruz. 

Ama ne yazık ki; dünya, çalışanları, demokrasiden insan haklarından adil gelir dağılımından ve özgürlüklerden yana olanları mutlu edecek bir istikamette ilerlemiyor.” 

Özellikle Suriye’deki savaş başlamadan önce Avrupa’nın demokrasinin ve insan haklarının beşiği olduğunu ifade eden Akma, Avrupa’nın “Çalışanların Avrupası” olarak anıldığını hatırlattı. 

Avrupa ülkeleri ve Batının iyi bir sınav veremediğini, mültecilere gümrük kapılarında şiddet uyguladığını, deniz yoluyla savaştan kaçarak Avrupa’ya gitmeye çalışan mültecilerin denizde boğulmalarına seyirci kalındığını, terör örgütlerinin bu ülkeler tarafından taşeron olarak kullandığını anlattı. 

Akma Avrupa ülkelerinin enerji kaynaklarına sahip ülkelerde karışıklık çıkarttıklarını, o ülkelerin yeraltı ve yerüstü kaynaklarına el koyduklarını belirtti. 

Bu ülkelerin diğer ülkelere bakışlarında demokrasi, insan hakları ve adalet olmadığını dolayısıyla; Türkiye’nin kalkınma ve demokratikleşme yolunda tek başına yola devam etmekten başka şansı bulunmadığını söyledi. Türkiye demokratikleşecekse, sosyal haklar ve sendikal haklar konusunda yol kat edecekse bunun ancak TÜRK-İŞ sayesinde olacağını kaydetti. Bunun için TÜRK-İŞ’e bağlı sendikaların birlik olmaktan, safları sıklaştırmaktan başka çaresi olmadığını söyledi.  

Geçtiğimiz günlerde TÜRK-İŞ Genel Başkan Ergün Atalay üzerinden TÜRK-İŞ’e yapılan saldırılara değinen Akma, TÜRK-İŞ’in amiral gemisi olduğunu, TÜRK-İŞ batarsa tüm sendikaların da birlikte batacağını söyledi. 

Akma sözlerine şu şekilde devam etti;

“Türkiye’nin teröre karşı mücadelesine ve gerçekleştirdiği operasyonlara iş makinelerimizle, operatörlerimizle destek verdik. Operasyonlarda üyelerimiz şehit oldu. 

Tüm şehitlerimizi şükranla yad ediyor, Allah’tan gani gani rahmet diliyorum.  

Önümüzdeki dönem için en önemli gündem maddelerimizden birisi yine Kıdem Tazminatı. Yaklaşan tehlikeyi hepimiz görüyoruz. 

Ama şunu da biliyoruz ki; bugüne kadar kıdem tazminatı fona devredilmediyse; bu TÜRK-İŞ sayesinde oldu. 

“Buna gücümüz yetmez” şeklinde açıklamalardan mutlaka… ama mutlaka.. kaçınmamız gerektiğine inanıyorum. 

TÜRK-İŞ daha önce yaptığı gibi bir kez daha Genel Kurulda alacağı kararla bu konuyu Türkiye’nin gündeminden çıkarıp, atacaktır. 

Daha önce taleplerimizin hepsini tek tek saydık. 

• Biz adil bir ücret, adil bir vergilendirme sistemi istiyoruz. 

• Eşit işe eşit ücret istiyoruz. 

• İş ve Sosyal adalet istiyoruz. 

• Sendikalı işyerleri ve Demokrasi istiyoruz.

Bu ve diğer taleplerimizin maliyetinin çok yüksek olduğunu söyleyenlerin; bir ülkede bunlar yoksa, demokrasi yoksa, maliyet ne olur? Oturup bunu düşünmeleri gerekir.  

Şu anda asgari ücret görüşmeleri devam ediyor. TÜRK-İŞ diğer Konfederasyonları da sürece dahil ederek önemli bir adım attı. 

Enflasyonu ve refah payını dikkate alan bir asgari ücretin açıklanmasını istiyor, bekliyoruz.   

KİT’lerde, taşeron işçisi olarak çalışan arkadaşlarımız hala kendilerine söz verilen kadroları bekliyorlar. 

696 Sayılı KHK ile kadroya geçenler ise, ücret, sendikal ve sosyal haklar konusunda devam eden sorunlarının çözülmesini bekliyorlar.” 

Akma, özellikle çok tehlikeli sınıfta yer alan enerji işkolunda yaşanan iş kazalarına değindi. Tüm düzenlemelere, mevzuatta yapılan tüm değişikliklere rağmen iş kazalarının ve ölümlerin engellenemediğini ifade etti.  

Akma şunları söyledi; 

“Ne diyoruz?

Bir kişi bile önlenebilecek bir kaza sonucunda hayatını kaybediyorsa, bu iş cinayetidir diyoruz. 

O halde hükümet, işveren ve işçi kesimleri olarak, alnımızdaki bu kara lekeyi mutlaka silmek, iş cinayetlerini durdurmak zorundayız. 

Sendikaların elindeki tek ve en önemli araç olan toplu pazarlık mekanizmasını en iyi şekilde işletmeli ve korumalıyız. 

“Toplu iş sözleşmelerini yüksek hakemde bitirmeyi” alışkanlık haline getirenler var. Toplu pazarlık ve toplu sözleşme haklarımıza yapılan saldırılara asla izin vermemeliyiz.” 

Enerji sektörünü de yakından ilgilendiren dijitalleşme, endüstri 4.0, yapay zeka gibi gelişmeler ve çevre konularına da değinen Akma, uluslararası sendikal hareketin en önemli gündem maddeleri olan bu konuların çok kısa bir süre sonra tüm sendikaları ciddi bir şekilde etkisi altına alacağını kaydetti. On binlerce işçinin işini kaybedeceğini, onlarca meslek yok olacağını söyledi.  Sendikaların ve üyelerinin gelecekte mağdur olmaması için bu kavramlar üzerinde çalışılması ve geleceğe en iyi şekilde hazırlanılması gerektiğini söyledi.   

Akma, Türkiye’nin enerji zengini bir ülke olmadığını, sürekli artan enerji ihtiyacını karşılayabilmek, var olan enerji açığını kapatabilmek için alternatif enerji kaynaklarına ihtiyaç bulunduğunu söyledi.   

Hükümetin güneş ve rüzgar enerjisi gibi temiz enerji adına attığı olumlu adımların devam etmesi gerektiğini ifade eden Akma, Akkuyu’da temelleri atılan nükleer santral konusunda ise; TES-İŞ’in çalışmalarına hız verdiğini, Rus Nükleer Enerji Sendikası ve başka sendikalarla ikili işbirliği anlaşmaları imzaladığını kaydetti. 

Geçtiğimiz aylarda TES-İŞ’in Uluslararası Nükleer Enerji Sendikaları Toplantısına ev sahipliği yaptığını, vatandaşlarımıza ve topluma karşı sorumlu bir sendika olarak elde edilen bilgilerin Kamuoyu ile sürekli paylaşılacağını söyledi.