YAŞASIN 1 MAYIS, YAŞASIN EMEK VE DAYANIŞMA GÜNÜMÜZ
< Geri

Genel Başkanımız Ersin AKMA Merkez Yönetim Kurulu Adına 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü Kutladı ve Bir Mesaj Yayınladı:

“Çok Değerli İşçi Kardeşlerim,

Alınteri ile geçinen her işçinin özlemle beklediği "1 Mayıs Emek ve  Dayanışma Gününü" bu yıl işyerlerimizde ve evlerimizde kutlayacağız. Dünya emekçileriyle yine tek yürek olacak ve  meydanlardaki coşkumuzdan hiçbir şey kaybetmeden sosyal adalet, eşitlik, barış ve insan onuruna yakışır iş taleplerimizi dile getireceğiz. Bildirilerimiz ve diğer etkinliklerimizle 81 ilde emeğin sesi olacak ve işyerlerinde salgını durdurun diyeceğiz. Her 1 Mayıs'ta alanlarda haykırdığımız gibi "Zafer Mutlaka İşçinin Olacak."

YAŞASIN 1 MAYIS, YAŞASIN EMEK VE DAYANIŞMA GÜNÜMÜZ

“1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü” emekçilerin tüm dünyada tek yürek olup meydanları doldurdukları, kazanılmış haklarına sahip çıktıkları, talep ve isteklerini haykırdıkları bayram günüdür. Bu yıl Covid 19 sebebiyle ülkelerin neredeyse dörtte üçünde karantina uygulanmış, insanlar evlerine kapanmış ve zorunlu işler dışında ekonomi ve hayat adeta durmuş vaziyettedir. Ancak, salgına ve sokağa çıkma yasaklarına rağmen işçi hareketi dünyanın her yerinde yine tek yürek olmuş bir şekilde sembolik etkinlikler ve açıklamalarla 1 Mayıs’ı kutlamakta ve taleplerini dile getirmektedir.

Covid 19 salgını nedeniyle dünyanın en güçlü ülkesi konumunda olan ABD ve daha pek çok ülkede iş ve gelir kayıpları yaşanmaktadır. Uluslararası Çalışma Örgütü-ILO’nun salgın nedeniyle dünyada 195 milyon tam zamanlı işe denk gelecek düzeyde çalışma saatinin kaybedilebileceğine dair açıklamaları kaygılarımızı artırmaktadır. 

Türkiye de dahil olmak üzere bir çok ülkede; kısa çalışma ödeneği, idari izinler ve gelir destekleri gibi uygulamalarla salgının neden olduğu ekonomik ve sosyal tahribatın yaraları sarılmaya çalışılmaktadır. Ancak, hükümetlerin sağladığı bu desteklerin durumu idare etmenin ötesine geçmesini ve uzun vadede yaşanacak sorunları önlemesini beklemek mümkün değildir. Bu noktada önemli olan istihdamın ve ücretlerin mutlaka korunmasıdır..  

Salgını cephede ilk karşılayanlar işçiler olmuştur. Başta sağlık çalışanları olmak üzere enerji, su ve gaz sektörlerinde çalışan üyelerimizin de dahil olduğu zorunlu hizmetleri yerine getiren işçi kardeşlerimiz gerçekten minnet duyulması gereken bir cesaret ve fedakarlıkla çalışmaya devam etmişlerdir. Yaşamın, ancak emekçiler sayesinde mümkün olduğunu dünyaya bir kez daha kanıtlamışlardır. Üyelerimizi ve başta sağlık çalışanları olmak üzere tüm emekçileri yürekten kutluyor, minnet ve saygıyla selamlıyoruz.

Virüs, sağlığın yanı sıra ekonomik ve psikolojik açıdan da ilk ve en etkili şekilde çalışan kesimi vurmuştur. Sendikalar böyle bir dönemin muhasebesini elbette yapmakta, Hükümet ve işverenlerle görüşerek üyelerinin iş ve ücretlerini korumaya çalışmaktadır. Dünya işçi hareketi, kendisine servet kazandıran işçisine karşı sorumlu davranan işverenleri de keyfi uygulamalarıyla işçiyi mağdur eden, süreci kar hırsıyla suiistimal eden işverenleri de unutmayacaktır.   

İşten çıkarılan, keyfi bir şekilde ücretsiz izne gönderilen ve karantina altında borçlarını nasıl ödeyeceklerini, ailelerini nasıl geçindireceklerini düşünmek zorunda kalan işçi kardeşlerimizin sıkıntılarını ve kaygılarını paylaşıyor, yüreğimizde hissediyoruz.

COVİD 19’un ardından elbette yeni bir döneme girilecektir. Hiçbir şeyin eskisi gibi devam edemeyeceği, yeni dönemde daha adil, daha eşitlikçi, daha barışçıl, çevreye daha duyarlı bir düzen inşa etmek zorunda olduğumuz açıkça görülmüştür.

Süper güç olarak adlandırılan güçlü devletlerin vatandaşlarını ölüme terk ettikleri bir ortamda sosyal devlete, sosyal adalete ve daha fazla sosyal korumaya ne kadar ihtiyaç olduğu daha iyi anlaşılmıştır. Milyarlarca yoksul insanın evinde ulaşamadığı suyun ve gıda ürünlerinin tarih boyunca dünyada savaşlara neden olan petrolden daha önemli olabileceği, hoyratça zarar verdiğimiz doğanın işler ters gittiğinde neler yapabileceği herkesi bir kez daha düşünmeye zorlamıştır.

Yaşananlar dünyanın gözleri önünde cereyan etmiş; mevcut düzenin acizliğini, çalışanları, işsizleri, yaşlıları ve diğer kesimleri ne kadar savunmasız bıraktığını acı bir şekilde göstermiştir. Sağlık başta olmak üzere temel hizmetlerin devlet eliyle yürütülmesinin gerekliliği ve önemi bir kez daha anlaşılmıştır.

Karantina altında yaşamaya mahkum olmuş insanlığın içinde bulunduğu bu karanlık dönemden bir an evvel kurtulabilmesi için bütün ülkelerin ve toplumların dayanışma içerisinde çözüme odaklanması gerekmektedir.

Toplu pazarlık ve sosyal diyalog mekanizması düzgün bir şekilde işlediği, sendikalaşmanın önünde hiçbir engel kalmadığı takdirde, Türkiye’nin çalışma hayatına dair çözemeyeceği hiç bir problem yoktur. Sürecin dışında COVİD19’un değiştiremediği ancak pekiştirdiğini söyleyebileceğimiz taleplerimiz devam etmektedir.   

·     • İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanmasını, İSG kurullarının tam olarak çalıştırılmasını, işçinin kendisi ile ilgili kararlarda söz sahibi olmasını istiyoruz.

·     • Herkese sosyal güvenlik ve insan onuruna yakışır bir ücret istiyoruz.

·     • 696 Sayılı KHK ile kadroya geçen işçiler toplu sözleşme haklarından tam olarak faydalanabilmelidir.

·     • İşsizlik ve kayıt dışı ile mücadele mevcut koşullarda artarak devam etmelidir.

·     • Tam zamanlı çalışma bir haktır. Salgın esnek çalışmayı yaygınlaştırmak için bir bahaneye dönüşmemelidir.

·     • Vergide adalet ve eşitlik sağlanmalıdır.

·     • Kazanılmış kıdem tazminatı hakkımız korunmalıdır.

1 Mayıs kutlamalarını Konfederasyonumuz TÜRK-İŞ’in belirlediği şekilde gerçekleştireceğiz. Türkiye’nin alınan tedbirler sayesinde kısa sürede normalleşme sürecine gireceğine, meydanları doldurduğumuz ve özlemini duyduğumuz güneşli günlere yeniden döneceğimize inanıyoruz. Evlerinde ve zorunlu olarak çalıştıkları işyerlerinde olan üyelerimizi ve dünya işçilerini saygıyla selamlıyor, “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü” kutluyoruz.