Hastanelerde Avuç İçi - Parmak İzi Okutma Uygulaması Tekrar Başlıyor

Hastanelerde Avuç İçi - Parmak İzi Okutma Uygulaması Tekrar Başlıyor

Sosyal Güvenlik Kurumu sağlık alanındaki suiistimal ve sahtekarlıkların önlenmesi, bu kapsamda özellikle hastaneye gitmemiş, tedavi görememiş kişinin hastaneye gitmiş, tedavi görmüş gibi gösterilerek Kurumdan muayene ve tedavi giderleri adı altında haksız para alınmasını önlemek için, özel sağlık hizmet sunucularında yani özel hastane ve tıp merkezlerinde biyometrik kimlik doğrulama uygulamasını başlatmıştı.

Bu uygulama çerçevesinde, tedavi ve muayene olmak için özel hastane veya tıp merkezine giden kişinin, hasta kaydının yapılması ve SGK’nın siteminden provizyon alınması aşamasında, parmak izi veya avuç içi okutması yaptırması ve sistemden o hastayla ilgili onay alınması gerekiyordu.

Ancak tüm dünyada olduğu gibi Ülkemizde de etkisini gösteren COVİD-19 (Koronavirüs) pandemisi nedeniyle, Sosyal Güvenlik Kurumu, sözleşmesi bulunan özel sağlık hizmet sunucularında kullanılmakta olan Biyometrik Kimlik Doğrulama Sistemi uygulama zorunluluğunu 11 Mart 2020 tarihinden itibaren kaldırılmıştı.

Bu defa SGK, pandeminin etkisinin azalması, aşı uygulamasının yaygın olarak yapılması gerekçeleriyle gördüğü lüzum üzerine 01 Haziran 2022 tarihinden itibaren özel sağlık hizmet sunucularında Biyometrik Kimlik Doğrulaması Uygulamasının yeniden başlatılmasına karar verdiğini duyurmuştu. Ayrıca, konuyla ilgili olarak ileride yaşanabilecek olan mağduriyetlerin önlenebilmesi amacıyla, gerekli tedbirlerin zamanında alınarak sistemlerin hazır hale getirilmesi konusunda sözleşmeli özel sağlık hizmet sunucularını uyarmıştı.

SGK bu defa 26 Mayıs 2022 tarihinde yayımladığı ikinci bir duyuruda; “BKDS’nin sorunsuz olarak tüm özel sağlık hizmet sunucularınca zamanında devreye alınabilmesi ve özel sağlık hizmet sunucuları ve dernekler tarafından talep edilmesi nedeniyle, BKDS uygulamasının özel sağlık hizmet sunucuları için 01.06.2022 tarihinden itibaren zorunlu

olmadan, 01.08.2022 tarihinden itibaren de zorunlu olarak uygulamaya alınması kararı alınmıştır.” şeklinde açıklama yapmıştır.

Dolayısıyla bu son açıklamaya göre isteyen özel sağlık hizmet sunucuları uygulamayı 1 Haziran 2022 tarihinden itibaren başlatabilecek. Ancak 1 Ağustos 2022 tarihinden itibaren tüm özel sağlık hizmet sunucuları için uygulama zorunlu olacak.

Konuyla ilgili teknik destek medulayeniversiyon@sgk.gov.tr e-posta adresinden alınabilecek.

Uygulamayı Anayasa Mahkemesi ve Danıştay Hukuka Uygun Buldu

Öte yandan, Türk Tabipler Birliği (TTB), uygulamanın Anayasa’ya aykırı olduğunu ileri sürerek durdurulmasını istemiş  ardından Danıştay’da açılan bazı davalar üzerine uygulamayı durdurmuş ve konuya ilişkin kanun hükmünün iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. Anayasa Mahkemesi’nin ilgili Kanun hükmünü ve uygulamayı Anayasaya uygun bulması üzerine Danıştay 15. Dairesi uygulamanın iptali için yapılan başvuruyu reddetmişti. (28/11/2018 tarih ve E:2014/4689, K:2018/7934 sayılı karar)

Danıştay 15. Daire’nin Kararına karşı da Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na itiraz edilmiş, Kurul konuya ilişkin olarak 12/11/2020 tarihinde oybirliğiyle verdiği kararında Danıştay 15. Daire kararını onaylamıştı. (Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu – Esas No: 2019/1729, Karar No: 2020/2402)

Söz konusu kararda konuya ilişkin olarak;

“Yönetmeliğin 26. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “biyometrik yöntemlerle kimlik doğrulaması yapar” ibaresi yönünden;

Yönetmeliğin 26. maddesinin 1. fıkrasında: “Sözleşmeli sağlık hizmeti sunucusu, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden acil hâller hariç olmak üzere (acil hâllerde ise acil hâlin sona ermesinden sonra) biyometrik yöntemlerle kimlik doğrulamasını yapar ve/veya nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, evlenme cüzdanı, pasaport veya Kurum tarafından verilen resimli sağlık kartı belgelerinden birinin ibrazını istemek ve bu belgelerin başvuran kişiye ait olup olmadığını kontrol eder.” düzenlemesinin yer aldığı;

5510 sayılı Kanun’un “Sağlık Hizmetlerinden Yararlanma Şartları” başlıklı 67. maddesinin 3. fıkrasında, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetlerinden ve diğer haklardan yararlanabilmeleri için sağlık hizmet sunucularına başvurduklarında acil haller hariç olmak üzere (acil hallerde ise acil halin sona ermesinden sonra); biyometrik yöntemlerle kimlik doğrulamasının yapılması ve/veya nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, evlenme cüzdanı, pasaport veya Kurum tarafından verilen resimli sağlık kartı belgelerinden birinin gösterilmesinin zorunlu olduğunun hükme bağlandığı;

Danıştay Onbeşinci Dairesinin 08/07/2014 tarih ve E:2014/1150 sayılı kararıyla dava konusu düzenlemenin yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanun’un 67. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “…biyometrik yöntemlerle kimlik doğrulanması yapılması ve/veya..” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğundan bahisle Anayasa Mahkemesine başvurulduğu, Anayasa Mahkemesinin 03/04/2015 tarih ve 29315 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 19/03/2015 tarih ve E:2014/180, K:2015/30 sayılı kararı ile anılan ibarenin, Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine hükmedildiği;

Davaya konu olan düzenlemenin yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanun’un 67. maddesinin 3. fıkrasında yer alan “… biyometrik yöntemlerle kimlik doğrulaması yapılması ve/veya..” ibaresi hakkındaki Anayasa’ya aykırılık itirazı Anayasa Mahkemesinin yukarıda anılan kararı ile reddedildiğinden, anılan Kanun maddesine paralel düzenlemeler içeren ve kamu yararı ve hizmetin gereklerine uygun olduğu sonucuna varılan düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı.” şeklinde açıklama ve değerlendirmelere yer verilmiştir.