T.C.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI
ANKARA
Üçlü Danışma Kurulu, Bakanlığınızın belirlediği “Kıdem Tazminatında Reform” gündemi ile 04.07.2017 tarihinde toplanmıştır. Bu toplantıda herhangi bir somut öneri yapılmadığı gibi işçi ve işveren tarafları da kaynağı belirsiz şekilde kamuoyunun gündeminde tutulan kıdem tazminatının fona bağlanması şeklinde özetlenebilecek tartışmalardan duyulan rahatsızlığı dile getirmişler, artık bu tartışmalara son verilerek gündemden çıkarılmasını talep etmişlerdir.
Konfederasyonumuz yıllardan bu yana ne zaman fon tartışması yaşansa; kıdem tazminatının münhasıran işveren tarafından ödenmesi gerekliliğini savunmuştur. Nitekim 1475 sayılı iş kanunumuzun kıdem tazminatını düzenleyen 14 üncü maddesinde yer alan kat’i emredici hükme göre de; kıdem tazminatından doğan sorumluluğu işveren şahıslara veya sigorta şirketlerine sigorta dahi ettiremez. Kıdem tazminatından sorumluluk tartışmasız bir şekilde işverene aittir. Kaldı ki işveren de zaten işyerinde çalışan işçileri için ayırması gereken kıdem tazminatı karşılığını fon gibi, kredi gibi, hatta kendi sermayesiymiş gibi sıfır maliyetli finansman kaynağı olarak kullanmaktadır.
TÜRK-İŞ olarak kıdem tazminatını her zaman “işçinin ödenmesi sonraya bırakılmış ücret parçası” olarak algıladık ve işçi için “kazanılmış bir hak” olarak gördük. Böyle görmeye de devam ediyoruz. İşçiler, iş sözleşmelerinin sona erdiği her durumda kıdem tazminatına hak kazanmalıdırlar.
Bakanlığınızdan açık talebimiz Kıdem Tazminatı Müessesinin mevcut haliyle devam etmesi ancak bu haktan yararlanamayan işçilerin yararlanabilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasıdır.
Bu hususta önerilerimiz şunlardır:
Kanun hâkimiyeti sağlanmalıdır. Kıdem tazminatının tüm işçiler için işlevsel ve alınabilir bir hak haline gelebilmesi için etkin bir denetleme mekanizması geliştirilmeli, caydırıcı bir idari para cezası sistemi kurgulanmalıdır. İşçi, kıdem tazminatını alamadığını Bakanlığa beyan ettiğinde; Bakanlık işçi beyanı sonrasında; işverenin, işçiye ödeme yapıp yapmadığını araştırmalı, banka kayıtları ile tazminat ödediğini ispat edemeyen her işveren için işçinin mağduriyeti ile orantılı bir idari para cezası vermelidir.
Vergi ve sigorta borcu olan işverenlerin kamu ihalelerine girmelerini engelleyen uygulamanın; kıdem tazminatını ödemeyen işverenler içinde getirilmesi gerekmektedir.
Kamu ihalelerine giren işverenlerin işçilerin kıdem tazminatı ödemelerini yapmamaları halinde ödeme yapıncaya kadar yeni bir ihaleye girmesini ve borcu olan alt işverenlerle sözleşme yapmasını önleyecek düzenleme yapılmalıdır.
Kıdem tazminatı alacakları (rehinli alacaklarda dâhil olmak üzere) her türünden kamu veya özel diğer tüm alacakların önünde tutulmalıdır.
İflas eden veya ödeme aczi içinde bulunan işverenlerin yanında çalışan ve bu nedenle kıdem tazminatını alamayan işçilerin kıdem tazminatı alacaklarını, mevcut Ücret Garanti Fonundan almalarının yolu açılmalıdır.
Konuya ilişkin bir başka çözüm önerisi ise işverenlerin kendi aralarında Sigortalar Birliği Sistemine benzer bir sistem kurmalarının teşvik edilmesidir. Böylelikle çeşitli sebeplerle ödeme güçlüğü çeken işverenlerin kendi kurdukları bu kaynaktan işçilerin haklarını ödemeleri mümkün olabilecektir.
Çeşitli sebeplerle bir yıldan az süreli çalıştırılan işçiler çalıştıkları süre ile orantılı olarak kıdem tazminatlarını alabilmelidir.
Kıdem tazminatında tavan uygulaması kaldırılmalıdır.
TÜRK-İŞ kıdem tazminatına ilişkin olarak yıllardan beri süregelen görüşünü bugün de muhafaza etmektedir.
Konfederasyonumuzun kıdem tazminatı reformundan anladığı, yapılacak reformun hakkın aşındırılmasını değil; korunmasını, güçlendirilmesini ve geliştirilmesini hedef almasıdır.
Bilgilerinize arz ederiz.
Ergün ATALAY | Pevrul KAVLAK |
Genel Başkan |
Genel Sekreter |