ILO'NUN YÜZÜNCÜ YILINDA 108. ULUSLARARASI ÇALIŞMA KONFERANSI İŞİN GELECEĞİ GÜNDEMİYLE TOPLANDI
< Geri

108. Uluslararası Çalışma Konferansı, 10-21 Haziran 2019 tarihlerinde ve ILO'nun kuruluşunun yüzüncü yılında Cenevre'de gerçekleştiriliyor.


Sendikamızı temsilen Genel Başkanımız Ersin Akma'nın katıldığı 108. Uluslararası Çalışma Konferansı'na Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Fuat Oktay'ın yanı sıra T.C. Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın Zehra Zümrüt Selçuk, TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, diğer işçi ve işveren konfederasyon ve sendikalarının genel başkan ve temsilcileri katıldı. Konferans vesilesiyle Sayın Atalay, Genel Başkanımız Ersin Akma ve TÜRK-İŞ'e bağlı sendikaların genel başkanları Çalışma Bakanı ile biraraya geldiler.

Almanya, Fransa, Rusya ve daha pek çok ülkenin devlet başkanının konuştuğu Konferansın açılış oturumunda Türkiye'yi temsilen Türkiye Cumhurbaşkan Yardımcısı Sayın Fuat Oktay konuştu. Sayın Oktay, Türkiye'nin işin geleceğine ilişkin tematik tartışmalara ve ILO'nun 100. yıl etkinliklerine büyük önem verdiğini vurgulayarak Türkiye’nin, ILO’nun işin geleceğine ilişkin insan-merkezli yaklaşımını desteklediğini belirtti. 

“Türkiye ve ILO arasındaki işbirliği 1927 gibi çok erken bir dönemde başladı. Bu işbirliği, dış ilişkilerimizde ve iş yaşamının, Türkiye'deki kurumların ve gümrüklerin yapılandırılmasında önemli etkiler yapmıştır," diyen Oktay, “Bugün, genç istihdamından kadın istihdamına ve kayıtdışı istihdamın önlenmesinden göçmenlerin çalışma yaşamına entegrasyonuna kadar çalışma yaşamının tüm yönleriyle ilgili olarak ILO ile işbirliğimiz devam etmektedir,”şeklinde konuştu. 

Oktay, göçmen ve mülteciler konusunda "Pek çok gelişmiş ülke göçmen ve mültecileri varoluşsal bir tehdit olarak görürken ve onlara karşı populist politikalar benimserken; ILO’yu, göçmenlere ve mültecilere yönelik çalışmaları, katkıları ve girişimleri nedeniyle kutluyorum.” dedi.

13 Haziran 2019 tarihinde Çalışma Bakanı Sayın Zehra Zümrüt Selçuk, İşveren Sendikaları Konfederasyonu- TİSK'in Genel Başkanı Özgür Burak Akkol ve TÜRK-İŞ Konfederasyonumuzun Genel Başkanı Sayın Ergün Atalay, konferansın gündemine ilişkin birer konuşma yaptılar. 

Çalısma Bakanı Sayın Selçuk, konuşmasında üretim ve tüketim kurallarının içerik ve hacim olarak dikkate değer bir değişim sürecine girdiğini, dijital bir çağda yaşamanın eşi benzeri olmayan fırsatları ve zorlukları beraberinde getirdiğini söyledi. Teknolojik dönüşümlerin yeni işler için pek çok fırsat yaratırken, insan gücüne olan ihtiyacı da azaltabildiğini kaydetti. Bu sebeple, insan merkezli politikalar üretilmesi gerektiğini ifade eden Selçuk, geleneksel eğitim yöntemlerini zenginleştirmek için dijital ve sosyal becerilere yatırım yapılmasi gerektiğini söyledi.

Türkiye'nin çalışma politikalarının daima hükümet, işveren ve kamu ile özel sektör çalışanları arasında tesis edilen üçlü diyalog sonucunda şekillendiğinin altını çizen Selçuk, "Bu sosyal diyalogun bir yansıması olarak, işçilerin sendikalaşmasını destekliyoruz. Kamu ve özel sektör çalışanlarının sendikalaşma oranı günümüz itibarıyla yüzde 22'ye yükselmiştir. Son 17 yılda, sendika mevzuatında ILO standartları doğrultusunda büyük gelişmeler kaydedilmiştir." şeklinde konuştu.

Sayın Atalay, yaptığı konuşmasında dünyada yaşanan yoksulluğa savaşlara, ve terör olaylarına değindi. Milyonlarca Suriyeli göçmenin denizlerde boğulduğunu anlatan Atalay, uluslararası topluma bu tür olaylara ve dünyanın pek çok yerinde yaşanan insanlık dramına engel olunabilmesi için acil önlem alınması çağrısında bulundu. 

Kıdem tazminatının işçinin temel hakkı olduğunu ifade eden Atalay, bu konuda hiçbir şekilde taviz verilmeyeceğini söyledi. Sendikaların örgütlenebilmesi için her türlü baskıdan uzak bir iklimin oluşması gerektiğini kaydeden Atalay, şunları söyledi:

İnsan ve iş odaklı, sosyal yanı güçlü ve çevreyle uyumlu bir dönüşüm sürecini hayata geçiremezsek bunun bedelini işçi, işveren ve hükümetler hep birlikte ödemek zorunda kalacak. Bu noktada, ILO Yönetim Kurulu kararını oldukça isabetli buluyoruz. ILO'nun 100. yılında kabul edilecek güçlü bir ILO Bildirgesi işlerin geleceği ile ilgili belirsizliklere ışık tutacaktır. Bu bildirge insan onuruna yakışır iş ve daha adil bir dünya için önemli bir adım ve tüm çalışanlar için yeni bir umut olacaktır."

- "Çare, insan onuruna yaraşır işlerin çoğalması"

ILO'nun üçlü yapısıyla demokrasinin ve adaletin her yerde gelişmesine katkı sunabilecek ve sorunların üstesinden gelebilecek tek kuruluş olduğunu vurgulayan Atalay, "Dünyada 300 milyon insan bir işte çalışıyor olmasına rağmen yoksulluk içinde yaşamaktadır. Gelir dağılımındaki adaletsizlik neticesinde milyonlarca insan açlıktan, susuzluktan ve yoksulluktan ölürken ne gariptir ki bir kesim insan tokluktan ölmektedir. Yoksulluğu tamamen sona erdirecek, gelir adaletini sağlayacak bir ekonomik kalkınma, bütün ülkelerin önceliği olmalıdır." dedi.

Atalay, son dönemde bazı güçlerin döviz kurları üzerinden Türkiye ekonomisini yıpratacak oyunlar oynadığını ve bu durumun en çok çalışan kesimi olumsuz etkilediğini belirtti. Her gün dünyada 6 bin 500 işçinin iş kazası ve meslek hastalıkları nedeniyle öldüğüne dikkati çeken Atalay, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Benim ülkemde de her gün 4 işçi iş kazası sonucunda ölmektedir. Artık iş kazaları nedeniyle yaşanan ölümlere hep birlikte bir son vermek zorundayız. Dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye'de de kuralsız ve esnek çalıştırma modelleri yaygınlaşmaktadır. Bugün geldiğimiz noktada esnekliğin işsizliğe ve yoksulluğa çare olmadığını hep birlikte görüyoruz. Asıl çare, iş dostu yatırımların artması, insan onuruna yaraşır işlerin çoğalmasıdır."

- "Taşerona kadro Türk işçi hareketinin başarısı"

Kıdem tazminatının çalışanın temel hakkı olduğunun altını çizen Atalay, "Kıdem tazminatı çalışanın emeğinin karşılığıdır. Bu hakkımızdan vazgeçmemiz ya da taviz vermemiz hiçbir şekilde söz konusu değildir." dedi.

Atalay, alt işveren ilişkisinin hem kamuda hem de özel sektörde daima sorun olduğunu dile getirerek kamuda çalışan taşeron işçilerin kadroya geçirilmesinin Türk işçi hareketinin başarısı olduğunu anlattı. Buna rağmen KİT'lerde çalışan taşeron işçilerin hala kadro beklediğini bildiren Atalay, kadroya alınan işçilerin ise toplu sözleşme ve sendikal haklardan tam olarak faydalanabilmeyi istediğini aktardı.
Atalay, sendikal örgütlenmeye de değinerek şöyle konuştu:

"Kamu ve özel sektörde sendikaya üye olan işçilerin işten atılmaması, üye olmak istedikleri sendikalara hiçbir baskı ve tehdit altında kalmadan üye olabilmeleri için gerekli koşullar sağlanmalıdır. Bu noktada tümtarafların sorumluluğu bulunmaktadır. Sendikaların güçlü olmadığı yerde toplumsal barışı ve demokrasiyi tam olarak tesis etmek ve yaşatmak mümkün değildir."

Türkiye işçi hareketi olarak sosyal adaletin ve çalışma hayatının insan odaklı gelişiminin ancak ILO çatısı altında tesis edilebileceğine inandığını ifade eden Atalay, ILO çalışanlarına başarılar diledi ve çıkacak bildirgeyi kuvvetle destekleyeceklerini belirtti.

-"Terör örgütlerine binlerce tır silah vermesini kınıyorum"

Atalay, kayıt dışı iş ve göçmenlerin kuralsız çalıştırılması gibi konularla daha fazla mücadele edilmesi gerektiğine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:

"Ülkemde dört milyon Suriyeli göçmen yaşamakta ancak AB de dahil olmak üzere bazı ülkeler Suriyeli mültecileri denizlerde boğularak ölüme mahkum ettiler. Son beş yılda boğularak ölen Suriyeli göçmen sayısı 16 bindir. Bir haftada denizlerde boğulmaktan kurtardığımız mülteci sayısı 3 bindir."

Türkiye'de ve dünyada yaşanan terörü ve savaşları lanetleyen Atalay şunları kaydetti:

"Bazı ülkelerin terör örgütlerine silah satmasına son vermesini istiyorum. Bu bölgelerde yaşanan acılara son vermek için uluslararası topluma acil önlem çağrısında bulunuyorum. Gelişmiş bazı batı ülkeleri ve özellikle ABD'nin, ülkemin hemen sınırındaki terör örgütlerine binlerce tır silah vermesini şiddetle kınıyorum. Ülkemde daha üç yıl önce yapılan 15 Temmuz hain darbe girişimini planlayanlar, uygulayanlar, bugün bu ülkelerin himayesi altında rahatça dolaşabilmektedir. Birkaç gün önce Hakkari'de terör örgütü PKK'nın saldırıları nedeniyle iki inşaat işçimiz hayatını kaybetti. Bir işçimiz yaralandı. Terör ve savaşlar devam ettiği sürece sendikaların sorunlarını gündeme taşımak da zor olmaktadır."

Yüzüncü yılında "İşin Geleceği" gündemiyle toplanan, teknolojideki gelişmelerin de etkisiyle işgücü piyasalarındaki ve sanayideki değişim sürecinin çalışma hayatına ve sendikalara etkisinin görüşüldüğü konferansın sonunda işin geleceğine dair bir deklarasyon kabul edilecek.