Genel Başkanımız İrfan KABALOĞLU Yaşanan Sorunları ve TÜRK-İŞ Eylem Planını Anlatmak İçin Bursa'da
< Geri

Genel Başkanımız İrfan KABALOĞLU Yaşanan Sorunları ve TÜRK-İŞ Eylem Planını Anlatmak İçin Bursa’da

TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı ve TES-İŞ Sendikası Genel Başkanı İrfan KABALOĞLU TÜRK-İŞ’e bağlı diğer Sendika Başkanlarıyla beraber,  Türkiye genelinde çalışanların yaşadığı sorunları ve TÜRK-İŞ’in eylem planlarını Bursa’da açıkladı. Türk-İş hazırladığı eylem programını Trabzon ve Ankara ile Türk-İş Bölge Temsilciliklerinin bulunduğu diğer illerde toplantılar düzenleyerek açıklıyor. Dün Adana, bugün eşzamanlı olarak Bursa, Diyarbakır ve İzmir’de toplantılar yapıldı. 14 Ağustos’ta 2024 tarihinde ise Trabzon’da TÜRK-İŞ Genel Başkanı Sayın Ergün Atalay’ın da katılacağı bir toplantı yapılacak. Daha sonra 20 ağustos 2024 tarihinde 81 ilde basın açıklamaları yapılacak. 26 Ağustos’ta  ise Çerkezköy ve 03 Eylül’de Zonguldak’ta kitlesel mitingler yapılacak.

Kabaloğlu “TÜRK-İŞ Yönetim Kurulunun 6 Ağustos 2024 tarihli kararı doğrultusunda başlattığımız eylem planı çerçevesi̇nde bugün Bursa’da si̇zlerle bir araya gelmekten büyük bir onur duyduğumu i̇fade etmek isterim. 

Bugün burada üyeleri̇mi̇zi̇n yüksek sesle dile getirmemizi istedikleri ve konfederasyonumuz TÜRK-İŞ’in gündeminde yer alan ve bizler için hayati önem taşıyan konuları kamuoyu ile paylaşmak için bir araya gelmiş bulunuyoruz.  

Ülke olarak ekonomi̇k anlamda gerçekten zor bir dönemden geçiyoruz. Üyelerimizin, ücretli ve dar gelirlilerin alım gücü her geçen gün azalıyor ve yaşam standardı bozuluyor.  

Emeği karşılığı aldıkları ücretle geçinenler, dar gelirli kesimler hayat pahalılığı ve sürekli artan yüksek enflasyon karşısında büyük sıkıntılar karşısında çaresizlik içerisindeler.   

Açıklanan enflasyon oranlarının kabul edilecek hiçbir yanı kalmadı. Açıklanan enflasyon ile market raflarındaki enflasyon arasında uçurum var. 

Ülkemizde orta direk olarak adlandirdiğimiz kesim neredeyse kalmadı. Ülkemizde gelir adaleti tamamen bozuldu. Türkiye gelir adaletsizliği ve eşitsizliğinde Avrupa’da birinci sırada geliyor. 

Emeği karşılığı aldığı ücretle geçinenlerin milli gelirden aldıkları pay küçülürken işveren payı her geçen gün artıyor. Yani zengin daha zengin, fakir daha fakirleşiyor. 

Özellikle temel tüketim ürünlerinde fiyatlar kontrolsüz bir şekilde artmaya devam ediyor. 

Ülkemizin pek çok yerinde işçi, ücreti ile kira paralarını ödeyemeyecek duruma geldi. Büyük şehirlerde ortalama ev kiraları 15- 25 bin TL’nin üzerinde seyrediyor. 

Gıdadan giyime, sağlıktan eğitime sorunlar büyük iken, sosyal harcamalar yararlara merhem olmuyor. Herşey fahiş fiyatlarla satılıyor. Yaşanan ekonomik zorluklar çalışanlar için artık baş edilemez bir duruma gelmiştir. 

Çocukları üniversiteyi kazanan ve ücretini ödeyemedikleri için çocuklarını gönderemeyen ve kara kara düşünen pek çok aile var. 

Kamu işyerlerimizde iş barışının tesis edilmesi için kamuda çalışan arkadaşlarımızın ücretlerinde dengenin ve adaletin sağlanması gerekiyor.

2023 yılında kamu çerçeve protokolü imzaladık. Kamuda birçok işyeri ve kurumun toplu iş sözleşmeleri yürürlük tarihleri farklıdır. Enflasyon oranı her ay değişiklik gösterdiğinden ücretlere yapılacak zam oranlarında farklılıklar ortaya çıkmaktadır. 

1 Ocak ile 1 Mart tarihlerinde oluşan farkın ek protokolle giderilmesini sağlamış ve eşitliği korumuştuk. 

Şimdi de her türlü zorluğa rağmen Temmuz ile Eylül arasındaki farkı alabilmek için gerekli girişimlerde bulunuyoruz. 

TÜRK-İŞ olarak, Eylül ayı başlangıcı olan sözleşmelere de %24.73 oranından düşük olmamak üzere düzenleme yapılmasını istiyoruz. 

Önümüzdeki toplu iş sözleşmelerinde kamuda ayrı statüde çalışan ama aynı kurumda görev yapan çalışanların ücretlerinde işçi lehine fark olması için çalışacağız.

Yayınlanan tasarruf genelgesinin çalışma koşullarını olumsuz bir şekilde etkilemesi, çalışanların güvenliğinden ya da haklarından tasarruf edilmesi hiçbir şekilde kabul edilemez.    

Tasarruf genelgesi ile servisler kaldırılamaz, mesailer kaldırılamaz.  Bunlar yanlış şeyler. 

Tasarruf düşük gelirliden değil en yukarılardan, yani öncelikle lüks tüketim yapanlardan başlamalıdır. 

Çalışan kesimin zorunlu harcamalarından tasarruf edilmesi söz konusu değildir.  

696 Sayılı KHK ile kadroya geçen arkadaşlarımızın kanundan doğan tüm hakları verilmelidir. 

Kitlerde ve kamuda taşeron olarak çalışan arkadaşlarımız kadroya alınmalıdır. 

Milli gelirden aldığımız pay küçülürken vergide en yüksek payı çalışanlar olarak biz ödüyoruz. 

Ülkemi̇zde geli̇r adaleti̇ sağlanabi̇lmesi̇ i̇çi̇n en başta vergi̇ si̇stemi̇nde adalet sağlanmalidir. Ülkemi̇zi̇n kaynaklarını kullanarak servet sahibi olanlar, bu toplumdan aldıkları oranda vergilerini ödemelidirler. Yani çok kazananlar çok vergi ödemelidirler.   

Gelir vergisi tarifesi ilk dilimi 2024 yılı için 110 bin TL olarak belirlenmiş durumda. 

Geçmiş yıllarda yılın son aylarına kadar ikinci vergi dilimine girmeyen birçok işçi, günümüzde Mart ayında ikinci vergi dilimine girmekte ve yılda bir buçuk aylık ücretini vergi olarak ödemektedir. 

İşçinin satın aldığı herşeyde vergi̇ ödedi̇ği̇ unutulmamalı, bir de ücretinden yüksek vergiler kesilmemelidir. 

Ücretleri̇n tabi̇ olduğu vergi̇ di̇li̇mleri̇ gözden geçi̇ri̇lmeli̇, işçi ücretlerindeki vergi %15’te sabitlenmeli, çalışanlar i̇çi̇n adalet sağlanmalıdır. 

İşçiler yılın başında aldıkları ücretleri yılın sonunda da aynı şekilde alabilmelidir.

Özelli̇kle pandemi̇ sonrası artan ve kalıcı hale gelen yüksek enflasyonun sebep olduğu hayat pahalılığı en fazla düşük geli̇rli̇ kesi̇mleri̇ etki̇lemi̇ş ve geçi̇mlerini olanaksız hale getirmiştir. Bu kesimlerin başında emekliler ve asgari ücretliler gelmektedir. 

En düşük emekli maaşı ve asgari ücret insan onuruna yakışır bir yaşam sürmeyi mümkün kılacak şekilde belirlenmelidir. 

Bunların yanında Kıdem Tazminatı hakkımızın korunmasından sendikalaşmanın ve örgütlenmenin önündeki engelleri̇n kaldırılmasına, i̇şsi̇zli̇ği̇n ve kayıt dışının sona erdi̇ri̇lmesi̇nden, i̇ş sağlığı ve güvenli̇ği̇ne ve güvenceli̇ i̇şlere kadar birçok talebimiz bulunmaktadır.  

TÜRK-İŞ olarak hazırladığımız eylem programına göre üyeleri̇mi̇zi̇n bi̇zden yüksek sesle di̇le geti̇rmemi̇zi̇ bekledi̇kleri̇ sorunlarımızı ve beklenti̇leri̇mi̇zi̇ paylaşmak i̇çi̇n; 

Bugün Bursa’da yaptığımız bu toplantının benzerlerini Trabzon ve Ankara ile TÜRK-İŞ Bölge Temsilciliklerinin bulunduğu diğer i̇llerde de yapmaya devam edeceğiz. 

Dün Adanadaydık, bugün eşzamanlı olarak Diyarbakır’da ve İzmir’de de bu toplantılarımızı yapıyoruz.

Yarın 14 Ağustos’da Trabzonda yapacağımız toplantıyı Genel Başkanımız sayın Ergün Atalayın da katılımlarıyla yapacağız.   

Daha sonra 20 Ağustos 2024 tarihinde 81 ilde basın açıklamaları yapacağız. Yaptığımız basın açıklamalarında da sorunlarımızı ve taleplerimizi detaylı bir şekilde açıklayacağız. 

26 Ağustos’da Çerkezköy ve 03 Eylül’de Zonguldak’ta kitlesel mitingler yapacağız. 

Toplantımızın sonunda taleplerimizi başlıklarla sizlerle ve kamuoyuyla bir kez daha paylaşmak istiyorum.; 

Çalışan kesi̇m olarak bi̇r kez daha özellli̇kle nedeni̇ olmadığımız ekonomi̇k kri̇zleri̇n ve yüksek enflasyonun bedelini ödemek istemiyoruz, 

Kamuda ve özel sektördeki tüm işyerlerinde adil, insan onuruna yakışır ücretler, güvenli ve güvenceli çalışma koşulları ve iş barışı isti̇yoruz, 

696 Sayılı KHK ile çalışanlar kanundan doğan haklarını tam olarak alabilmelidirler, 

Kitler’de ve kamuda, taşeronda çalışan i̇şçi̇lere kadro verilmelidir, 

Adil bir vergi sistemi getirilmeli az kazanandan az çok kazanandan çok vergi alınmalıdır, 

Örgütlenmeni̇n önündeki̇ engeller kaldırılmalıdır. 

Konfederasyonumuz TÜRK-İŞ çatısı altında ve dayanışma içerisinde vereceğimiz kararlı bir mücadele ile bu taleplerimizin mutlaka üstesinden geleceğimiz iyi bilinmelidir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.  

Sizleri, üyeleri̇mi̇zi̇ ve tüm emekçi̇ kardeşlerimizi Yaşasın TÜRK-İŞ Yaşasın Ekmek, Barış, Özgürlük Mücadelemiz diyerek saygıyla selamlıyorum. 

Toplantımıza burada son veriyor, hepinize i̇yi̇ çalişmalar di̇li̇yorum."