Kamu Kesimine Düşük Zam Teklifine Karşı Tepki Eylemleri Başladı Konfederasyonumuz TÜRK İŞ, kamu kesimi toplu iş sözleşmeleri müzakerelerinde TÜHİS tarafından sunulan teklifi kabul edilemez olarak nitelendirdi ve düşük zam teklifine tepki olarak bir dizi eylem kararları aldı. Alınan kararlar doğrultusunda bugün iş yerleri yakınında basın açıklamaları gerçekleştirildi. Bugün sabah saatlerinde, üye sendikaların kamuda yetkili olduğu tüm iş yerlerinin 500 metre yakınlarında işçiler servislerinden inerek toplandılar. Bu buluşmaların ardından, iş yerleri önünde ortak basın açıklaması yapıldı. Yapılan basın açıklamasının metni ekteki gibidir. Tüm illerde eş zamanlı düzenlenen eylemlere sendikamıza bağlı şubelerimiz tam katılım sağladı. TÜRK İŞ’in açıkladığı takvime göre, eylemlere 26 Haziran Perşembe günü işyerlerine giden işçilerin öğlene kadar iş başında çalışmama haklarını kullanmalarıyla devam edilecek. Ardından izleyen haftalarda, mesai sonunda alanlarda kitlesel basın açıklamaları ve AKP il binaları önünde basın açıklamaları gerçekleştirilecek. 08 Temmuz’da işçiler mesai bitimi işyerlerini terk etmeyecek ve sabaha kadar işyerinde kalacaklar ve son olarak 17 Temmuz’da bir gün işe gelmeme eyleme yapılacak. BASINA VE KAMUOYUNA DUYURULUR Kıymetli Emekçi Kardeşlerim Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Bugün burada kamuda çalışan işçiler olarak, 2025-2026 yılını kapsayan Toplu İş Sözleşme sürecimizde, hükümet tarafından sunulan kabul edilemez teklifine karşı, tepkimizi hep birlikte dile getirmek için toplanmış bulunuyoruz. Burada, iş yerlerimizin önünden hükümete açık ve net çağrımızdır: Kamu Toplu iş Sözleşme sürecinde biz işçiler, sosyal diyaloğa dayalı, şeffaf ve çözüm odaklı bir yaklaşım görmek istedik. Ama ne yazık ki siz, işçinin sabrını sınadınız. Üç ay boyunca masaya hiçbir teklif getirmediniz. Uyardık: “Geçim şartları her geçen gün zorlaşıyor” dedik, görmezden geldiniz. Sabırla çözüm bekledik. En sonunda ise zar zor, lütufmuş gibi bir teklif sundunuz. Bu teklifiniz, bırakın kabul etmeyi, emeğimizi yok saymaktır! Bu nedenle, verdiğiniz rakamları burada, dile bile getirmeyeceğiz… Ne siz o teklifi vermiş olun, nede biz duymuş olalım! Maaşlarımızla bir ayı değil, bir haftayı bile çıkaramıyoruz. Kiralar uçmuş, faturalar gelirken ellerimiz titriyor. Uykularımız kaçıyor. Çocuklarımızın beslenmesini, kitap defter masrafını karşılayamıyoruz. Geçim sıkıntısı bugün kamu işçisinin en yakıcı sorunu haline gelmiştir. Zordayız Geçinemiyoruz! Hazine ve Maliye Bakanı kulaklarını tıkamış, halktan, emekçiden kopmuş, bildiğini okuyor. Geçinemiyoruz dedik zordayız dedik defalarca anlattık uyardık yine uyarıyoruz: Biz bu ülkenin üretim gücüyüz, binlerce çalışan kamu işçisiyiz, görmezden geldiğiniz alın teriyle çalışan işçiler kamu hizmetlerinin temel taşlarıdır. Gece gündüz demeden her koşulda çalışan biz emekçiler sayesinde kamu düzeni aksatılmadan sürmektedir. Şu gerçek çok iyi bilinmelidir bu mesele yalnızca kamu işçisinin meselesi değil herkesin meselesidir. Kamuoyunun da bu adaletsizliğe ve aksayacak olan kamu hizmetlerine sessiz kalmayacağı bilinmelidir. Emekçiyi oyalamak belirsizlik içinde bekletmek sosyal barışa zarar verecektir. Biz işçilerin beklemeye oyalanmaya belirsizliğe tahammülü kalmamıştır. EMEKÇİ ÜSTÜNE DÜŞEN GÖREVİNİ YAPMIŞTIR, YAPMAYADA DEVAM ETMEKTEDİR! ALIN TERİNİ DÖKEREK ÜLKESİNE MİLLETİNE DEĞER KATMAKTADIR. Bizi yönetenlerde sosyal devletin gerektirdiği görevini yerine getirmelidir. Hükümet en kısa zamanda süreci daha fazla uzatmadan, işçinin emekçinin hakkını vermeli adil ve kabul edilebilir bir çözümle sonlandırmalıdır.