İşe İade Davasını Kaybeden İşçi Kıdem – İhbar Tazminatı Davası Açabilir mi ?
Bilindiği üzere iş güvencesi kapsamına giren herhangi bir işyerinde çalışan işçi, haklı bir neden olmadığı gibi geçerli bir sebep de olmadığı halde işveren tarafından işten çıkarılmışsa işe iade başvurusu yapma hakkı bulunmaktadır.
İş güvencesi ve işe iade uygulaması konusunda, iş akdinin feshinde haklı sebeple geçerli neden arasındaki fark konusunda ayrıntılı bilgi ve açıklama içeren yazılara sayfasından ulaşılabilir.
İşe İade Başvuru ve Dava Süreci
1 Ocak 2018 tarihinden itibaren işçi – işveren arasındaki uyuşmazlıklarla ilgili bazı konularda iş mahkemesinde dava açmadan önce arabulucuya başvurulması zorunlu hale gelmiş olup, bu çerçevede iş güvencesi kapsamına giren ve haklı / geçerli neden olmadığı halde işten çıkarılan işçi o işyerinde işine devam etmek istiyorsa işe iade konusunda önce Adliyede bulunan Arabuluculuk Bürosuna başvurması, bundan sonuç alamazsa iş mahkemesinde işe iade davası açması gerekiyor. İş mahkemesinin kararı aleyhine olan işçi bölge adliye mahkemesine (BAM) yani istinaf mahkemesine itiraz başvurusunda bulunabiliyor.
İşe İade Davasını Kaybeden İşçi İhbar ve Kıdem Tazminatının Ödenmesi İçin Dava Açabilir mi ?
Yukarıda belirtildiği şekilde işe iade konusunda arabulucuya yaptığı başvurudan sonuç alamadığı gibi iş mahkemesinde açtığı dava da aleyhine sonuçlanan, yani işveren tarafından yapılan fesih işlemi haklı ve/veya geçerli nedene dayandığı gerekçesiyle iş mahkemesince işe iade talebi reddedilen, istinaf mahkemesine yaptığı itiraz da aynı şekilde reddedilen ve sonuçta davayı kaybeden işçi işveren tarafından ihbar ve (en az bir yıllık çalışma süresini doldurduysa) kıdem tazminatının ödenmesi için yeni bir dava açabilir mi ?
Öncelikle belirtmek gerekir ki işe iade davasını kaybeden işçinin ihbar ve kıdem tazminatının ödenmesi için yeni bir dava açmasına engel bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır. Ancak bu durumda işçinin önce arabulucuya başvurması, sonuç alamazsa iş mahkemesinde dava açması gerekir.
İşçi Bu Davayı Kazanabilir mi ?
İşe iade davasını kaybeden işçinin ihbar ve kıdem tazminatının ödenmesi için açacağı ikinci bir davayı kazanıp kazanamayacağı, işe iade talebini reddeden iş mahkemesinin verdiği karara göre değişir.
1- Eğer iş mahkemesi; işverenin yaptığı fesih işleminin haklı nedene dayandığı gerekçesiyle işçinin işe iade talebini reddettiyse, bu durumda işçinin açacağı ikinci davada ihbar tazminatı alma talebinin reddedilmesi ihtimali yüksektir. Çünkü 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinde belirtilen haklı nedenlerden herhangi birine bağlı olarak iş akdi feshedilen işçi ihbar tazminatına hak kazanamaz.
2- İş mahkemesi; işverenin fesih işleminin 25/II madde çerçevesinde (II- Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri) haklı nedene dayandığı gerekçesiyle işçinin işe iade talebini reddettiyse, bu durumda işçinin açacağı ikinci davada ihbar tazminatı talebinin reddedilmesi yanında kıdem tazminatı talebinin reddedilmesi ihtimali de yüksektir. Çünkü 25/II. madde kapsamında “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri” nedeniyle iş akdi feshedilen işçi ihbar tazminatı alamayacağı gibi kıdem tazminatı da alamaz.
3- İş mahkemesi; işverenin fesih işleminin haklı nedene dayanmayan ancak geçerli nedene dayanan bir fesih olduğu gerekçesiyle işçinin işe iade talebini reddettiyse bu durumda ihbar ve kıdem tazminatının ödenmesi talebiyle işçinin açacağı ikinci davayı kazanma şansı yüksek olur. Çünkü işveren tarafından işçinin haklı bir nedene dayanmadan sadece geçerli sebeple işten çıkarılmış olması, işçinin işe iade talebinin kabul edilmesine engel bir durumdur ancak işverenin işçiye ihbar ve kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
Yargıtay’ın Konuya Bakışı
Somut olayda; işveren tarafından işten çıkarılan, 25/II. madde kapsamında haklı nedenle işten çıkarıldığı gerekçesiyle mahkeme tarafından işe iade talebi reddedilen yani işe iade davasını kaybeden işçi, daha sonra işveren tarafından ihbar ve kıdem tazminatının ödenmesi için iş mahkemesinde dava açmış, iş mahkemesi işçinin talebini kısmen kabul etmiş, işveren iş mahkemesi kararına karşı istinaf mahkemesine itirazda bulunmuş, istinaf mahkemesi işverenin itirazını reddetmiş yani iş mahkemesi kararının doğru olduğuna karar vermiş, bunun üzerine işveren Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunmuştur. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ise 30/06/2021 tarihli kararında; feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadenin talep edildiği davalarda verilen kararların, daha sonra açılabilecek ihbar ve kıdem tazminatı talep edildiği davalarda kesin hüküm oluşturmasa da kuvvetli delil olarak değerlendirilmesi gerektiği yönünde karar vermiştir.
Söz konusu Yargıtay kararının ilgili kısmı aynen aşağıda yer almaktadır;
“Feshin geçersizliğini tespiti ile işe iadenin talep edildiği davalarda verilen kararlar, daha sonra açılabilecek ihbar ve kıdem tazminatı talep edildiği davalarda kesin hüküm oluşturmasa da, kuvvetli delil olarak değerlendirilmelidir. İçtihatlar bu yönde istikrar kazanmıştır.
Yukarıda anılı işe iade davasında Mahkemece davacının feshe konu eylemlerinin haklı fesih sebebi oluşturduğu tespit edilmiştir. Sözü edilen karar kesinleşmiş olmakla ve davacının daha sonra ihbar ve kıdem tazminatı istekleri için açtığı davada aynı vakıalara dayanılmakla işe iade davasında verilen bu kararın unsur etkisinden söz edilir. Mahkemece davacının kıdem ve ihbar tazminatına yönelik taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” (T.C. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi Esas No. 2021/6757 – Karar No. 2021/11140 – Tarihi: 30.06.2021)