İşveren İşçinin Borcunu Ücretinden Kesip Ödeyebilir mi ?
İşveren yapacağı üretim ve iş, vereceği hizmet için işçiyi çalıştırmakta, işçi de işverenin vereceği ücret için çalışmaktadır. Dolayısıyla işçinin çalışmaktaki asıl amacı elde edeceği ücrettir. Bu nedenle işçinin işverenden alacağı ücret kanunlarla korunmuş, güvence altına alınmıştır.
Bu önemi ve kanunlarla getirilen kısıtlamalar nedeniyle, işverenin işçinin brüt ücretinden sadece yapması gereken yasal kesintileri yapıp, kalan net ücreti işçiye ödemesi (beş veya daha fazla çalışanı olan işyerlerinde ücretin banka yoluyla ödenmesi zorunludur) gerekir. İşçinin brüt ücretinden yapılacak yasal kesintiler de genel olarak SGK’ya ödenmesi gereken sigorta priminin işçi hissesi ile damga ve gelir vergisi kesintileridir. Öte yandan asgari ücretten vergi kesintisi kaldırılmış olup, sadece sigorta primi işçi hissesi kesintisi kalmıştır.
İşverenin Vergi ve Prim Dışında İşçi Ücretinden Kesinti Yapabileceği İstisnai Durum
4857 sayılı İş Kanununun “Ücret kesme cezası” başlıklı 38 inci maddesi uyarınca; işveren ücret kesme cezası uygulayabilir. Ancak bunun dayanağının toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmesinde yer alması gerekir. İşveren toplu sözleşme veya iş sözleşmelerinde gösterilmiş olan sebepler dışında işçiye ücret kesme cezası veremez. Toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmesinde gösterilmiş olan sebeplere istinaden işçi ücretlerinden ceza olarak yapılacak kesintilerin de işçiye derhal sebepleriyle beraber bildirilmesi gerekir. İşçi ücretlerinden bu yolda yapılacak kesintiler bir ayda iki gündelikten veya parça başına yahut yapılan iş miktarına göre verilen ücretlerde işçinin iki günlük kazancından fazla olamaz. Ayrıca işveren ceza olarak işçinin ücretinden kestiği parayı kendisi kullanamaz, bu kesintilerin yatırılması için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından açılmış banka hesabına yatırması gerekir. Bakanlık bu hesapta biriken parayı işçilerin eğitimi ve sosyal hizmetleri için kullanır.
Borcuna Karşılık İçinin Ücretinden Kesinti Yapılabilecek Durumlar
Yukarıda belirtilen istisnai durumlar dışında, işçinin rızası olmadıkça işveren işçinin ücretinden / maaşından hiçbir şekilde kesinti yapamaz. Dolayısıyla işçinin herhangi bir gerçek veya tüzel kişiye, kurum veya kuruluşa olan borcu nedeniyle işveren kendiliğinden işçinin ücretinden herhangi bir kesinti yapamaz, işçinin ücretinden kesinti yapıp herhangi bir gerçek veya tüzel kişiye, kurum veya kuruluşa olan işçi borcunu ödeyemez.
Bunu tek istisnası işçinin ücretine / maaşına haciz konulmuş olmasıdır. İşçinin ücretine / maaşına haciz konulduğuna dair İcra Müdürlüğü yazısının (haciz müzekkeresinin) işverene tebliği halinde, işveren işçinin ücretinin / maaşının dörtte birini geçmeyecek şekilde gerekli kesintiyi yaparak ilgili hesaba yatırması gerekir. Zaten bu işveren için yasal zorunluluktur.
Ayrıca Maliye ve SGK kendisi de doğrudan icra ve haciz işlemleri yaptığından, bu konudaki haciz yazıları İcra Müdürlüğü yerine doğrudan Vergi Daireleri veya SGK Müdürlükleri tarafından işverene gönderilir. Örneğin; süresinde ödemediği borcu nedeniyle hakkında icra takibi başlattığı kişinin herhangi bir işyerinde sigortalı olarak çalıştığını tespit eden ilgili SGK Müdürlüğü, işçinin çalıştığı işyerine bir yazı göndererek ücretinden /maaşında kesinti yapıp Kurumun banka hesabına yatırmasını işverenden isteyebilir edebilir. İşveren bu talebi yerine getirmek zorundadır, aksi halde alacaklı kuruma karşı kendisi de sorumlu olur.
Öte yandan haciz nedeniyle ücretinden / maaşından yapacağı kesinti için işverenin işçinin rızasını alması gerekmez, sadece işçiyi bu konuda bilgilendirmesi gerekir. Çünkü işçinin böyle bir borcu yoksa, borcunu ödemişse ilgili İcra Müdürlüğüne veya kuruma itirazda bulunabilir.
Eğer yukarıda belirtildiği şekilde herhangi bir haciz işlemi yoksa, işveren bu durumda işçinin ücretinden / maaşından işçinin rızası olmadan herhangi bir kesinti yapamaz. Örneğin; alacaklının avukatının, alacaklı şirketin veya kurumun işyerine gönderdiği herhangi bir yazıya istinaden işveren işçisinin ücretinden / maaşından herhangi bir kesinti yapamaz, bu konuda işçinin rızası gerekir. Aksi halde işveren işçinin ücretinden / maaşından yaptığı kesintiyi işçiye geri ödemek zorunda kalabilir.
Bankaya Yatırılan Ücretten / Maaştan Yapılacak Kesintiden İşveren Sorumlu Tutulabilir mi ?
Mevzuat gereği 5 ve üzeri çalışanı olan işyerlerinde ücret ve diğer işçi alacaklarının elden ödenmesi yasak olup, banka yoluyla ödenmesi zorunlu olduğu gibi 5 kişiden az çalışan olan işyerlerinde de işveren isterse yine işçilerle ilgili ödemelerini banka yoluyla yapabilir.
Bu şekilde işverenin işçi adına bankaya yatırdığı ücret ve diğer alacaklara banka tarafından haciz veya bloke konulmasından ise işveren sorumlu değildir. Tabii burada işverenin işçi adına bankaya yatırdığı paranın niçin yatırıldığını açıkça belirtmiş olması gerekir. Örneğin; işveren işçiyi kayıt dışı çalıştırıyorsa veya ücretinin bir kısmını vergi ve prim dışı bırakıyorsa, bu nedenle de işçi adına bankaya yatırdığı paranın ücret / maaş olduğunun tespit edilmesini önlemek için parayı başka isim altında işçi adına bankaya yatırıyorsa, banka da işçinin hesabına yatırılan para ücret / maaş dışında bir para olarak göründüğü için işçinin parasına haciz veya bloke koymuşsa, o zaman işveren bundan sorumlu olur.
Eğer yukarıda belirtildiği gibi işverenin sorumluluğunu doğuracak bir durum yoksa, bu durumda işçinin kendisinin banka ile görüşmesi, itirazda bulunması gerekir.