Genelde hepimiz evlerimizde, binalarımızda kendi yapabileceğimiz basit işler dışındaki klima takılması – sökülmesi, su tesisatı ve kalorifer tesisatı tamiri, çatı tamiri, kombi tamiri, elektrik arızası, boya – badana – sıva gibi ustalık gerektiren işleri dışarıdan kişi ve firmalara yaptırıyoruz.
Tabii ki kimse istemez, ancak evimize – binamıza tamirat için çağırdığımız kişi kaza geçirirse sonucu ne olur ? Bizim sorumluluğumuz doğar mı ? Tamirata gelen kişi hangi durumlarda bizim işçimiz sayılır ?
Tamirata Gelen Kişinin Durumuna Göre Sonuç Değişir
Eğer evimize, binamıza tamirata gelen kişi vergi mükellefi ise yaptığı işle ilgili kendisine ait ofis, büro, dükkan gibi bir işyeri varsa bu durumda bir sorun çıkmaz, zaten kendisi büyük ihtimalle 4/b (Bağ-Kur) sigortalısı olur.
Evimize / binamıza tamirata gelen kişi nalbur, tesisatçı gibi herhangi bir işyerinin sigortalı işçisiyse ve işverenin bilgisi dahilinde ve/veya o işyeri adına tamirata geldiyse yine sorun çıkmaz.
Sorun Çıkacak Durumlar
Buna karşılık evimize / binamıza tamirata gelen kişi herhangi bir işyerinin sigortalı işçisi değilse, vergi mükellefi değilse, bu işle ilgili herhangi bir büro – ofis – dükkan gibi bir işyeri yoksa o zaman sorun çıkabilir.
Aynı şekilde evimize / binamıza tamirata gelen kişi nalbur / tesisatçı gibi herhangi bir işyerinin sigortalı işçisi olsa bile mesai bitiminden sonra veya tatil / izin gününde tamirata geldiyse, söz konusu tamir işini işverenin bilgisi dışında kendisi adına yapıyorsa bu durumda da sorun çıkabilir. Bu nedenle nalbur, tesisatçı gibi işyerleriyle evimizde / binamızda yapılacak tamirat konusunda görüşme yapılırken işyeri yetkilisiyle görüşüp tamirata gelecek kişinin de işverenin / işyeri yetkilisinin bilgisi dahilinde tamirata gelmesini sağlamak büyük önem arz etmektedir.
Öte yandan tadilat / tamirat yapan işçisi olmayan bazı nalbur / tesisatçı gibi işyerleri bu tür evlerde / binalarda tamirat / tadilat yapan kişilerle irtibat kurmakta, tamirat / tadilat talepleri olan kişilere irtibatlı oldukları kişileri yönlendirmektedir. Bu tür durumlarda da evimize / binamıza tamirata gelen ve görüştüğümüz nalbur / tesisatçının işçisi olmayan kişi yaptığı işlerden dolayı vergi mükellefi değilse, yine sorun çıkabilmektedir.
Sorun Çıkacak Durumlarda Ne Olur ?
Evimize / binamıza tamirata gelen kişinin kaza geçirmesi halinde, bu kaza yaralanmalı, tedavi gerektiren bir kazaysa, özellikle de ölümle sonuçlandıysa bir şekilde SGK’ya intikal etmektedir. Hatta bazen olay SGK’ya intikal etmemiş olsa bile ölenin hak sahipleri (eşiği, çocuğu, ana – babası) SGK’ya iş kazası başvurusunda bulunabilmektedir. Kaza olayı SGK’ya intikal ettiğinde de SGK Denetmenleri veya Müfettişleri tarafından inceleme yapılmaktadır.
Bu inceleme sırasında da; yukarıda belirtildiği şekilde tamirata gelen kişi herhangi bir işyerinin sigortalı işçisi değilse, herhangi bir işyerinin sigortalı işçisi olsa bile işverenin / işyerinin bilgisi ve izni dışında mesai saatleri dışında veya tatil / izin gününde kendi adına tamirata geldiyse ya da tamirata gelen kişi kendi adına çalışan ve işyeri / vergi mükellefiyeti olmayan kişiyse bu tür durumlarda incelemeyi yapan SGK Denetmeni veya Müfettişi, özellikle kaza geçiren kişi ile evinde / binasında tamirat yaptıran kişi arasında herhangi bir işçi – işveren ilişkisi olup olmadığına dolayısıyla da evinde / binasında tamirat yaptıran kişi ile tamiratı yapan kişi arasındaki ilişkinin hizmet akdi mi yoksa istisna akdi mi (eser sözleşmesi mi) olduğuna bakmaktadır. Çünkü arada hizmet akdi ilişkisi varsa tamiratı yapan yani kaza geçiren kişi evinde / binasında tamirat yaptıran kişinin işçisi sayılmaktadır. Nitekim SGK’nın anayasası olan 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesine göre hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan kişi 4/a (SSK) kapsamında çalıştıran kişinin işçisi sayılmakta, çalıştıran kişi de işveren sayılmakta, dolayısıyla aralarında işçi – işveren ilişkisi doğmakta, bunun gereği olarak da çalışan kişinin sigortalı olması gerekmektedir. Meydana gelen kazadan dolayı da kaza geçiren kişiyi iş yaptıran kişinin işveren olarak sorumlulukları doğabilmektedir. Eğer aradaki ilişki istisna akdi ise bu durumda da tamiratı yapan yani kaza geçiren kişi evinde / binasında tamirat yaptıran kişinin işçisi sayılmamakta, kendi adına serbest çalışan kişi sayılmaktadır.
Hizmet Akdi İle İstisna Akdi Arasındaki Fark
Gerek hizmet akdinde, gerekse istisna akdinde karşı tarafa bir iş yapma söz konusu olduğundan, bazen iş yapan kişi ile iş yaptıran kişi arasındaki iş ilişkisinin hizmet akdi mi yoksa istisna akdi mi olduğunu tespit etmek zorlaşmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 8 inci maddesinde iş sözleşmesi (hizmet akdi); bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşme olarak tanımlanmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 393 üncü maddesinde de hizmet sözleşmesi (hizmet akdi); işçinin işverene bağımlı olarak belirli veya belirli olmayan süreyle işgörmeyi ve işverenin de ona zamana veya yapılan işe göre ücret ödemeyi üstlendiği sözleşme şeklinde tanımlanmıştır.
Dolayısıyla her iki kanunda da bağımlılık ön plana çıktığından, hizmet akdini diğer akitlerden ayıran en önemli unsur bağımlılıktır. Yargıtay kararlarında da bu konudaki en belirleyici unsurun bağımlılık olduğu belirtilmektedir. Eğer iş yapan kişi iş yaptıran kişiye bağımlıysa bu durumda hizmet akdi ortaya çıkmakta ve iş yapan kişi iş yaptıran kişinin işçisi sayılmaktadır.
Yargıtay bir kararında;
“Bağımlılık; işçinin, işverenin talimatına göre ve onun denetiminde çalışmasını ifade eder. İşçinin, işyerinde çalıştığı tüm yönetimin işverence belirlendiği iş ilişkilerinde “bağımlılık” unsurunu tespit etmek daha kolaydır. Uygulamada şu hallerde bağımlılık unsurunun bulunduğu kabul edilir:
a- İşin işyerinde yapıldığı,
b- Malzemenin işveren tarafından sağlandığı,
c- İş görenin işin görülme tarzı bakımından iş sahibinden talimat aldığı,
d- İşin iş sahibi veya yardımcısı tarafından kontrol edildiği
e- Sermaye koymadan kendisine ait iş organizasyonu olmadan faaliyet gösterdiği
f– Ücretin ödeniş şekli…
Bu durumlarda dahi çalışanın iş yerinde üretim araçlarına sahip olup olmamasına, kar ve zarara katılıp katılmamasına, karar verme özgürlüğüne sahip olup olmamasına göre “bağımlılık” unsurunun somut verilere göre değerlendirilmesi gerekir. “Bağımlılık” unsurunu mutlak ve her hukuki ilişkide birebir aynı ölçütlerde tespit etmek mümkün değildir.”
açıklamalarına yer verilmiştir. (T.C. YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ – Esas No. 2021/1489, Karar No. 2021/13086, Karar Tarihi: 28.10.2021)
SGK Tarafından Yapılacak İncelemenin Sonucunda Neler Olabilir ?
Dolayısıyla eve / binaya tamirata gelen kişinin kaza geçirmesi halinde SGK tarafından yapılan inceleme sonucunda işi yaptıran ile işi yapan kişi arasında hizmet akdi ilişkisi olduğu yönünde karar verilirse, iş yaptıran kişi işveren, işi yapan kişi ise onun işçisi sayılır, meydana gelen kaza olayı da iş kazası sayılır. Bu durumda da tamiratı yaptıran kişinin meydana gelen iş kazasından dolayı sorumluluğu doğar. SGK’nın böyle bir karara varması ve meydana gelen kazadan iş yaptıran kişiyi sorumlu tutması halinde, işveren sayılan kişi SGK tarafından gönderilen tebligatlara istinaden idari para cezalarına karşı idare mahkemesinde, diğer konularla ilgili olarak da iş mahkemesinde dava açabilir.
Eve / binaya tamirata gelen ve tamirat sırasında kaza geçiren kişinin herhangi bir işyerinin sigortalı işçisi olması halinde de tamiratı yaptıran kişi sadece kaza olayının meydana gelmesinde kasıt veya kusuru tespit edilirse üçüncü kişi olarak SGK’ya karşı sorumlu olur.
Buna karşılık eve / binaya tamirata gelen kişinin kaza geçirmesi halinde SGK tarafından yapılan inceleme sonucunda işi yaptıran ile işi yapan kişi arasındaki ilişkinin istisna akdine (eser sözleşmesine) dayandığı yönünde karar verilirse, bu durumda işi yapan kişi kendi adına ve hesabına çalışan (serbest çalışan) kişi sayılacağından, meydana gelen kaza olayından dolayı iş yaptıranın SGK’ya karşı herhangi bir sorumluluğu doğmaz. Eğer meydana gelen kaza ölümle veya ağır yaralanmayla sonuçlanmışsa bu durumda olayın meydana geliş şekline göre Türk Ceza Kanunu hükümleri çerçevesinde tamirat yaptıran kişinin sorumluluğu doğabilir. Bu konudaki açıklama yukarıda linki yer alan İş Kazalarında Sorumluluğu Olan İşveren ve Diğer Kişilere Uygulanan Yaptırım ve Cezalar başlıklı yazının “4- Türk Ceza Kanununa Göre Verilecek Hapis ve Adli Para Cezaları” başlıklı bölümünde yer almaktadır. Tabi bu konudaki sorumluluklar iş yapan kişinin iş yaptıran kişinin işçisi sayılması durumda da geçerli olup bunun SGK ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Bu konudaki inceleme ve soruşturmalar Cumhuriyet Başsavcılıkları tarafından yürütülmektedir.